Bugüne kadar Türkiye’de Ohno Felsefesinin yayılması için Gemba Partner’la birlikte bir çok saha çalışması ve seminer organizasyonu yaptık. Bu düşüncenin Türkiye’de de uygulamaya geçmesi ve ülke sanayisinin gelişmesi için elimizden geldiğince çok kişiye ulaşmaya çalıştık. Öyleki gelecek nesillere dahi bu düşünceyi aktarmak için üniversite öğrencileri ile bir çok kez buluşma imkanı elde ettik.
Konuşmalarımda her zaman Ohno yaklaşımlarındaki en temel düşünceyi anlatmaya çalıştım. Bu bir çok firma yetkilisine doğru mesaj olarak ulaşırken bazı firma yetkililerince oldukça basit olarak değerlendirildi ve daha teknik konulara deyinmemiz talep edildi. Halbuki biz bu işi çok iyi biliyoruz diyen, basit olarak nitelendiren firmalarda dahi temel konularda eksik olduklarına, biz biliyoruz, zaten uyguluyoruz düşüncesi ile zayıf bir temel üstüne kaizen düşüncesini uygulamaya çalıştıklarına şahitlik ettik.
Ben Japonya’da dönem arkadaşlarımla birlikte Taiichi Ohno’nun önderliğinde Takım Lideri olarak sahada çalışan ve onunla öğretileri ile yetiştirilen son öğrencilerindenim. O dönemki ekip arkaşlarımızla birlikte Ohno Bey’e vefa borcumuzu ödemek için hepimiz farklı farklı ülkelere gidip Ohno Düşüncesini yaymaya çalışıyoruz. Benim şansımda Türkiye’de bu öğretiyi yaymakmış.
İnanın ülkenizi çok seviyorum. Türkiye’de yaşamayı çok sevdim. Türkiye’ye ilk geldiğim günden itibaren üretim alanında yapılan yanlışları, atölye kültürünün modern üretim anlayışından çok uzak olduğunu, yönetim kadrosunda nesiller değişse de üretim kültürünün hep aynı kaldığını görünce şirketimdeki görev sürem bittiğinde yine Türkiye’de kalarak misyonumu tamamlamaya, Türk firmaları için çalışmaya karar verdim. Bundan dolayı ülkeme dönüp kariyerime devam etmek yerine Türkiye’de bir çok aile şirketinde yöneticilik görevini üstlenerek her alanda israfı kaldırma çalışmalarına liderlik ettim ve kaizen ile elde edilen mutluluğu tüm ekip arkadaşlarımla paylaştım.
Fakat Türk firmalarının genel yapısı Avrupa ve Amerika’dakilerle benzer özellikler göstermektedir. Yapılan çalışmaların hemen sonuç vermesi yöneticilerin en büyük isteğidir. Kaizen, hiç bir zaman sihirli bir değnek değildir. Kaizen ancak ve ancak temel düşüncesi ile birlikte şirket / organizasyon kültürüne yedirildiği taktirde istenilen sonuçlara ulaştıran mükkemel bir sisteme dönüşür. Bundan dolayı özellikle kaizen süreçlerini yöneten siz değerli arkadaşlarım ilk önce temel düşüncenin yayılmasını sağlayın ve etkili sonuçlar için amirlerinizden sabırlı olmalarını isteyin. Ortaya çıkan motive edici sonuçları görünce inanın onlarda çok sevinecekler.
Ben çok sevdiğim bir ülke olan Türkiye’nin sanayisini ve ekonomisini geliştirmek, hak ettiği noktaya getirmek için elimden geleni yapmaya devam edeceğim. Bunun için bireysel değil el ele hep birlikte mücadele ruhu ile bir takım olarak çalışmaların yapılması arzu ederim.
Son olarak ;
Challenge ( Mücadele )
Change (Değiştirmek)
Create ( Üret )
Heart to Heart Communication ( Gönülleri kazanan iletişim)
Think ( Yaratıcılığınızı ortaya çıkartan fikirler)
Bu ilkeleri uygulayarak önce kendimizi sonra şirketimizi geliştirmekten asla ama asla vaz geçmeyelim. Ben şuan Japonya’da olsam da sonsuza kadar siz Türkleri ve sevmeye ve Türkiye’yi geliştirmek için elimden geleni yapmaya Simple (Basit), Speed (Hızlı), Shuunen (Coşkulu) ile devam edeceğim.
Düne göre bugünümüzü, bugüne göre yarınımızı geliştirmek dileği ile…